15 Eylül 2023, 22:33 tarihinde eklendi

Eylül Ay Ortası Mali / Vergisel Gelişmeler

Eylül Ay Ortası Mali / Vergisel Gelişmeler

Eylül Ay Ortası Mali / Vergisel Gelişmeler

 

VERGİ



47 numaralı KDV Tebliği önemli konuları düzenlemiştir.

  • Tebliğ Resmî Gazetede yayımlanmıştır.
  • Tebliğin finansal kiralama işlemlerinde KDV oranını düzenleyen (III/B-2.2.) bölümü yürürlükten kaldırılmıştır. Bu konu çok önemlidir. Söz konusu düzenleme finansal kiralama işlemlerine ilişkin olsa da KDV oran değişikliğinde uygulamanın nasıl yapılacağına ilişkin anlayışı yansıtmaktadır.
    • Kaldırılan düzenleme: Finansal kiralama sözleşmelerine konu malların teslimleri veya kiralanmasına ilişkin KDV oranları sözleşmenin yapıldığı tarihte geçerli olan oranlar olup, sözleşme süresince bu oranlarda herhangi bir değişiklik söz konusu olmaz.
    • Buna göre, KDV oran değişikliklerinde önceden yapılan bir sözleşme veya belirlemenin önemi kalmamıştır. Sonuç olarak KDV’de oran değiştiğinde yürürlük tarihinden sonraki mal teslimi ve hizmet ifalarında yeni oranın uygulanması gerektiği açıkça vurgulanmıştır.
    • 2 puanlık oran artışının bu tartışmaya sebep olması doğal. 2013 yılında Tek Tebliğ olarak yayımlanan Tebliğ’de, finansal kiralama işlemleri özelinde sözleşme tarihindeki orana atıf yaparken, yeni düzenleme ile sözleşme tarihinden bağımsız olarak işlem tarihinde geçerli olan KDV oranının uygulanması gerektiği ortaya çıkmaktadır.
    • Tartışmalı olacağı kesin olan bu konunun, sözleşme ile yapılan diğer işlerde nasıl uygulanması gerektiği de tekrar önem kazanmaktadır. Özellikle, parası peşin alınan eğitim, konaklama, hizmet vb işlemlerde de aynı şekilde bir uygulama yapılması gerekebilir.
    • Detaylı bilgi için Blog yazımızı okuyabilirsiniz.


Bağış ve yardımlarla ilgili BDDK bir düzenleme yapmıştır.

  • 6 Şubat’ta büyük acısını yaşadığımız Deprem sonrasında yapılan bağış ve yardımların her boyutunu konuşmuştuk, uzmanlar olarak çok yazıp çizmiştik. Aynı zamanda vergiden indirim konusu yapılabilen bu yardımların BDDK’ya tabi kurumlar için başka bir önemi daha var.
  • BDDK 9 Eylül’de yayımladığı bir Yönetmelik değişikliği ile, AFAD ve Kızılay’a yapılacak bağışları Yönetmelikte sayılan sınırlamalardan muaf hale getirmiş oldu.
  • Değişen Yönetmeliğin 6’ncı maddesi şu şekilde oldu:
    • Bankalar ve Konsolide Denetime Tabi Kuruluşlarca Yapılabilecek Bağış ve Yardımlara İlişkin Yönetmelik, madde 6 “bağış ve yardım sınırları”
    • MADDE 6 (1) Bankalar ve konsolide denetime tabi kuruluşlarca bir hesap döneminde yapılan bağış ve yardımların toplam tutarı, Yönetmelik 4’üncü madde esas alınarak Bankaların Özkaynaklarına İlişkin Yönetmelik uyarınca hesaplanacak bankanın konsolide olmayan özkaynak tutarının binde dördünü aşamaz. Bu tutarın en az yarısının, 13/6/2006 tarihli ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu uyarınca kurumlar vergisi matrahının tespitinde kurum kazancından indirilebilir nitelikteki gider veya indirim olarak dikkate alınabilecek bağış ve yardımlardan oluşması şarttır.
    • (2) Bankaların en az dört yıl süreyle aktiflerinde bulunan amortismana tabi menkullerinin ve katılım bankalarının mevzuattan kaynaklanan nedenlerle zorunlu olarak edindikleri katılım bankacılığı meslek ilke ve standartlarına uygun olmayan gelirlerinin ivazsız olarak temlik veya devredilmesi şeklindeki işlemler ile 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanununda belirtilen çocuk yurtlarında barınan çocuklar ve ilgili mevzuat hükümleri gereğince yaş ikmali dolayısıyla bu yurtlardan ayrılmak zorunda tutulan kimsesiz ve korunmaya muhtaç çocukların ihtiyaçlarına tahsis edilmek üzere yapacakları yardımlar (Ek ibare:RG-9/9/2023-32304) ile Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığına ve Türkiye Kızılay Derneğine yapacakları bağış ve yardımlar bu maddedeki sınırlara tabi değildir.

 

 

SGK & İŞKUR

 

2023 Yılı 2. Dönem Asgari Ücret Desteği Genelgesi yayımlandı.

 

TEŞVİK & AR-GE

 

OVP (2024-2026 Orta Vadeli Program) yayımlanmıştır. Vergi ve teşvikte önemli detaylar var.

  • Programın detaylarına ve Vergi/Teşvikler alanında önümüzdeki 3 sene için önemli başlıklara yazımızdan ulaşabilirsiniz.

 

KGF, Kredi Garanti Kurumlarına sağlanan desteklerde KOBİ tanımı esnetilmiştir.

 

  • En son yayımlanan karar ile KOBİ’lere ilişkin ölçütler yükseltilmişti. “2023-68 / Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler Yönetmeliği Yenilendi!” başlıklı yazımızdan ulaşabilirsiniz.
  • 2 Eylül 2023 tarihli Cumhurbaşkanı Kararıyla ise bu kez “Kobi tanımını haiz yararlanıcı” tanımı güncellenmiş ve Karara eklenen geçici 13. Madde ile değişiklik öncesi KOBİ tanımına dahil işletmeler için 2023 sonuna kadar KOBİ dışı işletmeler için belirlenen kefalet limitlerinden yararlanma imkânı getirilmiştir.
  • Bu Karar 25 Mayıs 2023 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yürürlüğe girmiştir.


FİNANS & PARA

 

İhracat ve döviz kazandırıcı hizmetler reeskont kredisi günlük kullandırım limitleri 1,5 milyar TL’den 3 milyar TL’ye yükseltilmiştir.

 

  • TCMB’nin 25 Temmuz 2023 tarihli Basın Duyurusunda günlük ihracat ve döviz kazandırıcı hizmetler reeskont kredisi limitinin 300 milyon TL’den 1,5 milyar TL’ye yükseltildiği belirtilmiştir. Seçici kredi kullanımını ve ihracatçıların finansmana erişimini desteklemek amacıyla günlük limitin 1,5 milyar TL’den 3 milyar TL’ye yükseltilmesine karar verilmiştir.
  • Reeskont kredilerinin kullandırılmasında KOBİ payının artırılmasına ve ihracat performansının dikkate alınmasına devam edilecektir.


Hazine ve Maliye Bakanlığınca yayınlanan yazı ile İhracat Genelgesinin “İndirim ve Mahsup İşlemleri” başlıklı 21.maddesi 7.fıkrasında yapılan değişiklik ile maddeye “tarafların aynı kişiler olması şartı aranmaksızın” ibaresi eklenmiştir.

 

  • Yeni Düzenleme: (7) Dâhilde İşleme Rejimi kapsamında yurt dışından geçici olarak ithal edilen ve işçilik uygulanarak ihraç edilen mallara ilişkin işlemlerde ihraç bedellerinin yurda getirilme süresi içinde kalınması kaydıyla, ilgili GB'lerin birer örneğinin/GB bilgilerinin bankalara ibrazı durumunda tarafların aynı kişiler olması şartı aranmaksızınmal ihraç ve ithal bedellerinin yurda getirilmesine gerek kalmadan bankalarca mahsubu mümkündür. Ancak mahsup sonrası kalan tutar için bu Genelgenin 8 inci maddesinin birinci fıkrası hükmü uygulanır.
  • İhracat Genelgesine linke tıklayarak ulaşabilirsiniz.


SBB On İkinci Kalkınma Planı Vatandaş Anketi Yayımladı!

  • Hazırlık çalışmaları devam eden On İkinci Kalkınma Planı, 2024-2028 yıllarını kapsayacak 5 yıllık döneme ilişkin ülkemizin odaklanacağı yapısal politika alanlarını ve bu alanlara ilişkin hedef ve stratejileri ortaya koyacaktır. 2053 vizyonu doğrultusunda hazırlanmakta olan On İkinci Kalkınma Planı, Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında ülkemizin potansiyelini harekete geçiren, bu sayede sürdürülebilir ve kapsayıcı büyüme hedefinin gerçekleştirilmesini sağlayan bütüncül bir yol haritası niteliğindedir. Plan hazırlıklarına yönelik ilave bilgilere linke tıklayarak ulaşılabilirsiniz.

 

Ankete ulaşmak için linke tıklayabilirsiniz.

 

TİCARİ DÜZENLEMELER


Akreditasyon Kullanım Ücret ve Paylarına Dair 2023-1 sayılı Tebliğ yayımlanmıştır. YMM onayı yapılması gereken limit 300.000TL olarak belirlenmiştir.

  • Buna göre, yurt içinde faaliyet gösteren akredite kuruluşlardan;
    • Akredite oldukları kapsamlarda yürüttükleri faaliyetler dolayısıyla 2023 yılında elde ettikleri brüt gelirleri toplamı (000) Türk Lirası ve altında olanlar ile akreditasyon kapsamındaki faaliyetlerden herhangi bir gelir elde etmeyenler, gelirleri ile ilgili bildirimde bulunur, ancak akreditasyon kullanım ücret/payı ödemez.
    • Akredite oldukları kapsamlarda yürüttükleri faaliyetler dolayısıyla 2023 yılı içinde elde ettikleri brüt gelirlerinin toplamı (300.000) Türk Lirasının üzerinde olanlar, brüt gelirlerinin toplamı üzerinden binde altı (%0,6) oranında hesaplanacak ücret/payı, izleyen yılın Mart ayı sonuna kadar Türk Akreditasyon Kurumunun bildireceği banka hesap numaralarına öderler.
  • Yurt dışında faaliyet gösteren akredite kuruluşlar ise, akreditasyon kullanımı ile ilgili herhangi bir bildirimde bulunmaz ve kullanım ücret/payı ödemez.
  • Yurt içinde faaliyet gösteren kuruluşların kullanım ücret/payı ile ilgili bildirim yapmaması ya da hesaplanan ücret ve payı süresi içerisinde Türk Akreditasyon Kurumu hesaplarına yatırmaması halinde, kuruluş hakkında hem yasal takip işlemi hem de akreditasyonun askıya alınması işlemi başlatılır.
  • Yurt içinde faaliyet gösteren akredite kuruluşların söz konusu bildirimlerini ispat eden mali belgeleri, serbest muhasebeci mali müşavirler veya yeminli mali müşavirler ya da 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununun 61 inci maddesinde sayılan genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin muhasebe hizmetlerini yürüten muhasebe yetkilileri tarafından imzalanıp onaylanır. İmzalı onaylı örneği e-türkak kurumsal hizmet portalına yüklenir ve ihtiyaç duyulması halinde TÜRKAK’a gönderilmek üzere saklanır.

 


DIŞ TİCARET

 

Kullanılmış veya Yenileştirilmiş Eşya İthalatına İlişkin Tebliğ (İthalat: 2023/9)’de değişiklik yapılmasına dair tebliğ yayımlanmıştır.

 

  • Tebliğin geçici 2’ncimaddesinin birinci fıkrası “6/2/2023 tarihinde meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremler nedeniyle zarar gören ve afet bölgesi ilan edilen yerler için enkaz kaldırma ve yeniden inşa faaliyetlerinin idamesi kapsamında ihtiyaç duyulan bu Tebliğin Ek-1’inde yer alan liste kapsamı eşya için, anılan listede belirlenen gümrük kıymetine bağlı kalmaksızın izin vermeye Bakanlık (İthalat Genel Müdürlüğü) 15/09/2023 31/12/2023 tarihine kadar (bu tarih dâhil) yetkilidir.” olarak değiştirilmiştir.

 

Nesli Tehlike Altında Olan Yabani Hayvan Ve Bitki Türlerinin Dış Ticaretine İlişkin Tebliğ (Dış Ticaret: 2011/1)’de değişiklik yapılmasına dair tebliğ yayımlanmıştır. Tebliğ ile;

 

  • EK-I-A, EK-I-B, EK-II-A, EK-II-B, EK-III-A ve EK-III-B sayılı listeleri ekteki şekilde değiştirilmiştir.


1 Eylül 2023 tarih 32296 sayılı Resmî Gazete ile Serbest Bölgeler Uygulama Yönetmeliği’nde değişiklik yapılmasına dair yönetmelik yayımlanmıştır.

 

  • Yönetmeliğin 3’üncü maddesinin birinci fıkrası “Bu Yönetmelik, 6/6/1985 tarihli ve 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanununun 7’nci, 9’uncu, 10’uncu, 13’üncü, ek 1’inci ve geçici 5’inci maddeleri ile 10/7/2018 tarihli ve 30474 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 450’nci ve 508 inci maddelerine dayanılarak hazırlanmıştır.” şeklinde değiştirilmiştir.
  • 26’ncımaddeden sonra gelmek üzere; “B.K.İ. (Bölge Kurucu İşletici)’lerin doğal gaz dağıtım ve satış faaliyetleri Madde 26/A- Doğal gaza ilişkin faaliyetlerin B.K.İ.’ler tarafından yürütüldüğü serbest bölgelerde, serbest bölge doğal gaz şebekesi, B.K.İ. tarafından bölgenin mevcut durumu ve potansiyel gelişimi dikkate alınarak projelendirilir, inşa ettirilir, genişletilir ve iyileştirilir. Serbest bölge doğal gaz şebekesinin ve ilgili tesislerin fizibilite, etüt, proje, müşavirlik, kontrol, denetleme, yapım, servis, bakım ve onarım hizmetleri Yapım ve Hizmet Sertifikası sahiplerine B.K.İ. tarafından yaptırılır. Yapım ve Hizmet Sertifikası sahiplerinden alınan bu hizmetlerin giderleri B.K.İ. tarafından kullanıcılara yansıtılamaz. B.K.İ. tarafından kullanıcılara yapılan doğal gaz satışında, birim doğal gaz alım fiyatının üzerine herhangi bir bedel ilave edilemez, faturaya herhangi bir ad altında bir ücret yansıtılamaz. Ancak en fazla yüzde on olmak şartıyla, hizmet tarifesinde belirlenecek oranlara göre kullanıcının tüketim maliyeti üzerinden hesaplanacak bedel BKİ tarafından ayrıca kullanıcılardan tahsil edilebilir.


B.K.İ.’lerin serbest bölgeler içerisinde doğal gaza ilişkin yürüttükleri faaliyetlere ilişkin diğer ilke ve kurallar genelge ile belirlenir.” maddesi eklenmiştir.

 

DİĞER MEVZUAT

 

Bağımsız Denetime Tabi Sektör Verilerine ilişkin Finansal Analiz Oranları 5 Eylül 2023 KGK Anasayfası ve duyurular bölümünde yayımlanmıştır.

  • Bağımsız denetime tabi sektör verilerine, bunlara ilişkin finansal analiz oranlarına ve metaveriye erişmek için tıklayınız.


Sigortacılık ve Özel Emeklilik Sektörlerinde İç Sistemlere Dair Yönetmeliğin Bazı Maddelerinin Uygulanması Hakkında Genelgede Değişiklik Yapılmasına İlişkin 07/09/2023 tarihli 2022/16 Sayılı Genelge yayımlanmıştır.

 

Genelgeye ilişkin konu başlıklarını sizler için sıraladık:

  • Risk Yönetimi ile aktüerya biriminin yapılanması,
  • Raporlama faaliyetlerine ilişkin açıklamalar,
  • Kamuoyuna yapılacak raporlamalarda mebdeinden iptaller ve kısmı iptallerin durumu,
  • Kamuoyuna yapılacak raporlamalarda, branşlar itibarıyla hasar ihbarından başlanarak tazminat ödemesine kadar geçen sürelere ilişkin dikkat edilmesi gereken hususlar,
  • Kamuoyuna yapılacak raporlamalarda, şirketlerin dosya sonuçlandırma politikalarının değerlendirilmesi kapsamında hasar memnuniyet oranlarına ilişkin dikkat edilmesi gereken hususlar,
  • Kamuoyuna yapılacak raporlamalarda, şirkete intikal eden şikayetlerin poliçe sayısına oranına, şikayetlerin çözümlenme süresi ve oranına ilişkin dikkat edilmesi gereken hususlar,
  • Kamuoyuna yapılacak raporlamalarda, iş sürekliliğinde yaşanan kesintiler, kesintinin süresi ile türü ve kesintinin giderilmesi için yapılan işlemlere ilişkin dikkat edilmesi gereken hususlar.


ÖNEMLİ YARGI KARARLARI

 

Çok Önemli Bir Karar, o yüzden bu bölüm biraz uzun oldu! Sabrınız için teşekkürler.

Anayasa Mahkemesi konaklama vergisi, değerli konut vergisi, dijital hizmet vergisi ve diğer bazı kanunlara ilişkin önemli bir Karara imza atmıştır. (AYM, E.2020/11, K.2023/98, 18/05/2023, § …) 


T.C. Anayasa Mahkemesi

  • Değerli konut vergisine ilişkin Anayasaya aykırılık iddiası kabul edilmemişken, dijital hizmet vergisine ilişkin “işyerinin kapatılması” anlamına gelecek yaptırım öngören madde hükmü İptal edilmiştir.  
  • Çok uzun bir süredir işyeri niteliği tartışmalı olan ve vergi otoritesi ile anlaşmazlık yaşanan "işyerinin tanımı" konusunda, Mahkeme "işyerinin kapatılması" anlamına gelen bu yaptırımı hukuka uygun bulmamıştır.
  • Değerli konut vergisine ilişkin olarak itiraz edilen hükümlerin bazılarında “karar verilmesine yer olmadığına” bazılarında ise doğrudan “itirazın reddine” karar verilmiştir.
    • Dijital hizmet vergisine yönelik olarak iptal edilen vergi güvenliği başlıklı maddenin ikinci fıkrası aşağıda italik olarak gösterilmiştir.
    • Mahkeme kararını orantılılık ve ölçülülük ilkelerine dayandırmıştır.
    • 12 Eylül 2023 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan bu Karara göre iptal hükmü 9 ay sonra, 12 Haziran 2024 tarihinde yürürlüğe girecektir.


        “7194 sayılı Dijital Hizmet Vergisi Kanunu Madde 7; Vergi güvenliği”

  • MADDE 7- (1) Vergi Usul Kanunu kapsamına giren vergilere ilişkin beyanname verme ve ödeme yükümlülüklerini süresinde yerine getirmeyen bu Kanun kapsamındaki dijital hizmet sağlayıcılarına veya Türkiye’deki yetkili temsilcisine, bu yükümlülüklerin yerine getirilmesi için dijital hizmet vergisini tarha yetkili vergi dairesi tarafından internet sayfalarındaki iletişim araçları, alan adı, IP adresi ve benzeri kaynaklarla elde edilen bilgiler kullanılarak 213 sayılı Kanunda sayılan tebligat yöntemleri, elektronik posta veya diğer tüm iletişim araçları ile ihtarda bulunulabilir ve bu durum Gelir İdaresi Başkanlığının internet sitesinde ilan edilir.
  • (2) İlandan itibaren otuz gün içinde bu yükümlülüklerin yerine getirilmemesi hâlinde, dijital hizmet sağlayıcılarının sunmuş oldukları hizmetlere erişimin, bu yükümlülükler yerine getirilinceye kadar engellenmesine Hazine ve Maliye Bakanlığınca karar verilir ve bu karar erişim sağlayıcılarına bildirilmek üzere Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuna gönderilir. Engelleme kararlarının gereği bildirimden itibaren yirmi dört saat içinde erişim sağlayıcıları tarafından yerine getirilir.
  • Karara göre özetle dijital hizmet vergisiyle alakalı olarak;
    • 34-Bu çerçevede fiziki olarak sabit bir işyeri bulunmayan, genellikle elektronik ortamda faaliyet gösteren dijital hizmet sağlayıcılarının vergisel yükümlülüklerini yerine getirmelerini sağlamak için yetersiz kaldığı anlaşılan geleneksel vergi güvenlik önlemeleri yerine tüm faaliyetlerini yürüttükleri internet sitesi üzerinden birtakım önlemlere başvurulması doğaldır. Bununla birlikte hukuken korunması gereken amaçla bu amacı gerçekleştirmek için kanunda tanımlı hukuki himaye yönteminin yani aracın orantılı olması aranmalıdır. Bu bağlamda eğer bireyin hak ve özgürlüklerine daha az zarar verebilecek bir tedbir varsa onunla yetinilmeli veya öncelikle bu tedbire başvurulmalıdır.
    • 35-Bu çerçevede 213 sayılı Kanun kapsamına giren vergilere ilişkin beyanname verme ve vergi ödeme yükümlülüklerini süresinde yerine getirmeyen dijital hizmet sağlayıcılarının sunduğu hizmetlere erişimin engellenmesi ise en ağır yaptırım olan internet sitesinin bütününün erişime engellenmesi anlamına gelmektedir. Dijital hizmet sağlayıcılarının tüm faaliyetlerini yürüttükleri internet sitesi ile ilgili reklam yasağı, bu kapsamda yeni sözleşme kurulmasının yasaklanması, internet trafiği bant genişliğinin kademeli olarak daraltılması gibi daha hafif kısıtlamaların öncelikle uygulanması, bu kısıtlamalara rağmen vergisel ödevlerin yerine getirilmemesi durumunda daha ağır yaptırımlara başvurulması ve son aşamada dijital hizmet sağlayıcılarının sunduğu hizmetlere internet sitesinin tamamına erişimin engellenmesi yolu öngörülerek kademeli bir vergi güvenlik tedbiri ihdas edilmesi mümkünken doğrudan erişimin engellenmesine karar verilmesinin hükme bağlanması suretiyle hizmet sağlayıcılarına aşırı külfet yüklendiği, teşebbüs özgürlüğü ile kamu yararı arasında bulunması gereken makul dengenin bozulduğu anlaşılmaktadır. Bu itibarla kuralla teşebbüs özgürlüğüne getirilen sınırlamanın orantısız olduğu ve ölçülülük ilkesini ihlal ettiği sonucuna ulaşılmıştır.


Anayasa Mahkemesi aynı Kararında Kanun’un 41. maddesiyle 3332 sayılı Kanun’a eklenen geçici 4’ncü maddenin de İptaline karar vermiştir. İptal edilen madde şöyledir:

“Geçici Madde 4- (Ek:5/12/2019-7194/41 md.)

  • 31/12/2014 tarihine kadarpay sahibi sayısı nedeniyle payları halka arz olunmuş sayılan ve payları borsada işlem gören anonim ortaklıklar tarafından doğrudan veya dolaylı olarak nominal ya da primli değer üzerinden pay veya pay adı altında satışı yapılmış olan her türlü araç, 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun kaydileştirmeye ilişkin şartlarına tabi olmaksızın 29/6/1956 tarihli ve 6762 sayılı mülga Türk Ticaret Kanunu ile 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında pay addolunur, bu ortaklıklara yapılan ödemeler pay karşılığı yapılmış kabul edilir ve ortaklık ilişkisi kurulmuş sayılır. Bu payların kaydileştirilmemiş olması ortaklık haklarına halel getirmeyeceği gibi ortaklık ilişkisinin kurulmadığı da iddia edilemez.
  • Birinci fıkra kapsamında kurulmuş olan ortaklık ilişkileri hakkında; geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı veya primli pay satışı yapıldığı ileri sürülerek sebepsiz zenginleşme, haksız fiil, sözleşme öncesi görüşmelere aykırılık veya sözleşmeye aykırılık nedenlerine dayalı olarak açılan ve kanun yolu incelemesindekiler dahil görülmekte olan menfi tespit, tazminat veya alacak davalarında, karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilir ve yargılama gideri ile maktu vekalet ücreti ortaklık üzerinde bırakılır.”
  • Mahkemenin iptal kararının gerekçesinin önemli görülen kısımları şu şekildedir:
    • 94-Dava ve itiraz konusu kuralın kapsamına ise 31/12/2014 tarihine kadar pay sahibi sayısı nedeniyle payları halka arz olunmuş sayılan ve payları borsada işlem gören anonim ortaklıklar girmektedir. Bu anonim ortaklıklar, payları halka arz edilmemiş olmakla birlikte ortak sayısı 500’ün üzerinde olması nedeniyle payları halka arz olunmuş sayılan ve payları borsada işlem gören anonim ortaklıklardır. 31/12/2014 tarihi itibarıyla bu durumda olan dört adet anonim ortaklık bulunmaktadır. Anılan anonim ortaklıklar 1990’lı yıllardan itibaren faizsiz yüksek oranlı getiri vaadiyle halktan para toplamak suretiyle faaliyetlerini yürüten ve Anadolu’nun çeşitli şehirlerinde holding olarak faaliyet gösteren anonim ortaklıklardır.
    • 113-…Şirketlerin üçüncü kişilerle akdettikleri sözleşmelerden doğan borçlardan kaynaklı olarak ortaya çıkabilecek sonuçlara katlanmaları işin doğası gereğidir. Kuşkusuz devletin stratejik nitelikte gördüğü bazı şirketlerin varlığını sürdürmesini -bunlarla hukuki ilişki içine giren üçüncü kişilerin mağduriyetine yol açmamak kaydıyla- temin edecek tedbir alması mümkündür. Ancak dava konusu kuraldaki şirketlerin ülke ekonomisi yönünden stratejik bir noktada bulunduklarına dair bir olgu yasama belgelerine yansımadığı gibi kuralda tasarruf sahiplerinin menfaatlerinin yeterince gözetildiği de söylenemeyecektir. Diğer bir anlatımla tasarruf sahiplerinin yaptığı ödemeler nedeniyle hak kaybına uğramamalarını sağlamaya yönelik herhangi bir hukuki güvenceye yer verilmediği görülmektedir.
    • 114-Bu itibarla kural, bir bütün olarak mülkiyet hakkı bağlamında tasarruf sahipleri ve şirketler arasında gözetilmesi gereken menfaat dengesini tasarruf sahipleri aleyhine bozarak tasarruf sahiplerine aşırı bir külfet yüklemekte olup tarafların çatışan menfaatlerini dengelemekten uzaktır.
    • 115-Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa’nın 5., 13. ve 35. maddelerine aykırıdır. İptali gerekir.


Mahkemenin konaklama vergisinin Anayasa’ya aykırı olmadığına ilişkin kararı şu şekildedir.

  • 57-Ülkemizde uygulanmaya başlanan konaklama vergisi, merkezî yönetim gelirleri arasına dâhil edilmiş; bu verginin tarh, tahakkuk ve tahsili 213 sayılı Kanun’da öngörülen hükümlere tabi olan ve Gelir İdaresince kovuşturulan vergi, resim ve harçlardan biri olarak kabul edilmiştir. Mahallî idarelerin o yöre halkının mahallî müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulmuş kamu tüzel kişileri olması nedeniyle bunlara tanınan mali özerkliğin kapsamı da görevleri gereği yerine getirmekle yükümlü oldukları mahallî hizmetlere tahsis edilmiş ayni ve nakdî mal varlığı ile sınırlıdır. Bu çerçevede kuralla görevleri gereği yükümlü oldukları mahallî hizmetlerin yerine getirilmesiyle doğrudan bir ilgisi bulunmayan turizm sektörüne ilişkin gelirlerin merkezî idare bütçesine dâhil edilmesinin mahallî idarelerin mali özerkliğine bir müdahale teşkil ettiği söylenemez.


Mahkemenin değerli konut vergisinin Anayasa’ya aykırı olmadığına ilişkin kararı şu şekilde olup, diğerleriyle karşılaştırınca sunulan gerekçelerin çok doyurucu olmadığı anlaşılmaktadır.  

  • 74-Emlak vergisi, belediyelerin kamu hizmeti sunarken ihtiyaç duydukları önemli bir finansman kaynağı niteliği taşımasının yanı sıra yerel ve yaygın ölçekli bir vergi olması dolayısıyla da önemli bir niteliğe sahiptir. Emlak vergisinde esas olan şey, vergilerin mahallî olarak alınmasıdır. Buradaki amaç da yerel yönetimler tarafından toplanan vergilerin yerel hizmetlere harcanmasıdır.
  • 75-Değerli konut vergisinin amacı, bir yerleşim yerinde bulunan taşınmazlardan kaynaklanan mahallî müşterek ihtiyaçların karşılanmasına katkı sağlamak değil lüks servet unsuru niteliğinde görülen ve belirli bir tutarın üzerinde değere sahip olan mesken niteliğinde taşınmazların vergilendirilmesidir. Değerli konut vergisine tabi taşınmazlara ilişkin olarak yerine getirilmesi gereken mahallî müşterek ihtiyaçların ise emlak vergisinin yanı sıra çevre temizlik vergisi gibi mahallî idarelerin tahsil ve yönetimine bırakılmış olan vergilerle veya 5779 sayılı Kanun hükümleri uyarınca genel bütçe vergi gelirlerinden yerel yönetimlere aktarılan paylarla sağlanması mümkündür.
  • 76-Mahallî idarelerin o yöre halkının mahallî müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulmuş kamu tüzel kişileri olması nedeniyle bunlara tanınan mali özerkliğin kapsamı da görevleri gereği yerine getirmekle yükümlü oldukları mahallî hizmetlere tahsis edilmiş ayni ve nakdî mal varlığı ile sınırlıdır. Bu çerçevede dava konusu kuralla, aynı zamanda mahallî idarelerin tarh ve tahsile yetkili olduğu emlak vergisinin de konusunu oluşturan mesken niteliğindeki taşınmazlar üzerinden alınan değerli konut vergisi gelirlerinin merkezî idare bütçesine dâhil edilmesinin mahallî idarelerin mali özerkliğine bir müdahale teşkil ettiği söylenemez.



Bu bülten ile ilgili sorularınız için danışmanlarımızla iletişime geçebilirsiniz. Bir sonraki 15 günlük bültenimizde tekrar önemli konuları sizler için özetleyeceğiz.


Sevgi & Saygılarımızla,

Tax & International Advisory | Taxia & Taxademy

BİR CEVAP YAZ

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Doldurulması zorunlu alanlar işaretlendi *