VERGİ GÜNDEMİ EKİM 2022
EKİM AYINDA HANGİ DÜZENLEMELER YAPILDI?
Kronolojik Sıralama İle Satır Başlıkları
- 2022 yılı üçüncü geçici vergi döneminde uygulanacak yeniden değerleme oranı ilan
edilmiştir. (30.09.2022)
- Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi TBMM’ye sevk edildi. (07.10.2022)
- Vergi Denetim Kurulu Danışma Komisyonu kararları yayımlandı. (08.10.2022)
- Konaklama Vergisi Uygulama Genel Tebliğ taslağı yayımlanmıştır. (10.10.2022)
- Sigorta şirketlerince rücu ve sovtaj işlemleri sonucunda lehe alınan paraların banka ve sigorta muameleleri vergisi (BSMV) yönünden vergilendirilmesine ilişkin açıklamaların yapıldığı 92 seri numaralı Gider Vergisi Genel Tebliği yayımlandı. (11.10.2022)
- 43 Seri Numaralı KDV Genel Tebliği Yayımlandı (25.10.2022)
- KVK’nun geçici 14/4. Maddesinde yer alan istisnaya ilişkin olarak Cumhurbaşkanı Kararı yayımlandı (27.10.2022) 1
- 311 Seri Numaralı Gelir Vergisi Tebliğinde değişiklik yapılmıştır. (321 numaralı tebliğ- 30.10.2022)
VERGİ DENETİM KURULU DANIŞMA
KOMİSYONU KARARLARI YAYIMLANDI
7.4.2021 tarih ve 31447 sayılı Resmi Gazetede Vergi Denetim Kurulu Danışma Komisyonu Yönetmeliği yayımlanmış ve vergi inceleme görevlerinin yürütülmesinde uygulama birliğini sağlamak ve mevzuat hükümlerinin uygulanmasına ilişkin ortaya çıkan tereddütlü hususları gidermek amacıyla Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı’na görüş bildirmek üzere Danışma Komisyonu oluşturularak bu Komisyonun çalışma usul ve esasların belirlenmişti.
Vergi Denetim Kurulu Danışma Komisyonu tarafından, Kurul Başkanlığınca talep edilen konulara ilişkin gündem maddelerini görüşmek ve karara bağlamak üzere 20/12/2021 tarihinde yapılan toplantı neticesinde alınan ve Vergi Denetim Kurulu Başkanlık Makamının 08/04/2022 tarih ve E-55935724-050.06.04 – 394 sayılı onayı ile yürürlüğe giren kararların özetlerine aşağıda yer verilmektedir.
Vergi Denetim Kurulu Danışma Komisyonu Yönetmeliği’nin 18. Maddesine göre; Kurul
Başkanı tarafından onaylanan kararların, onaylandığı veya onayda belirtilen tarihte yürürlüğe
girdiğini ve başkanlık bünyesinde kurulan komisyonlar ve Vergi Müfettişlerinin onaylanan
kararlar doğrultusunda işlem tesis etmek zorunda olduğunu hatırlatırız.
KARAR ÖZETLERİ
- Transfer fiyatlandırması incelemelerinde mükellefin ortaklarına veya ilişkili kişilerine para kullandırdığı durumlarda iç emsal yok ise Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
tarafından ilan edilen bankalarca açılan ticari kredilere uygulanan ağırlıklı
ortalama faiz oranının, kullandırılan döviz cinsinin mezkûr ilanda yer almaması halinde ise bankalardan alınan faiz oranı bilgilerinin dış emsal olarak dikkate alınması gerekmektedir
- İşleme ait bedelin emsale aykırı olduğu yönünde yapılan değerlendirme sonrası, Kurumlar Vergisi Kanununun 13. maddesi veya 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 27. maddesi kapsamında yapılan eleştirilerde, faturanın eksik
düzenlendiğinden ya da hiç düzenlenmediğinden hareketle 213 sayılı Vergi Usul
Kanununun 353. maddesinin 1. fıkrası hükmü kapsamında özel usulsüzlük
cezasının kesilmemesi gerekmektedir.
- Devreden katma değer vergisine yönelik düzeltme işlemlerinin; mükellefin
devreden Katma Değer Vergisinin azaltılması sonucu, incelenen dönemi takip eden dönemden rapor tarihinin içinde bulunduğu vergilendirme dönemine kadar ödenecek veya haksız iade edilen KDV çıkması halinde incelemeyi yürüten Vergi Müfettişi tarafından her hesap dönemi/takvim yılı için ayrı rapor düzenlenmek suretiyle yapılması;
belirtilen dönemlerde ödenecek veya haksız iade edilen KDV çıkmaması halinde 2 müteakip dönem düzeltme işlemlerinin Vergi Dairesi Müdürlüğünce yerine getirilmesi gerekmektedir.
Belge konusu mal ve/veya hizmetin gerçekten alınmadığı ve sahte belgenin
bilerek kullanıldığı yönünde yapılan değerlendirme sonrası, hem kurumlar/gelir vergisi (gider veya maliyetlerin kabul edilmemesi) hem de katma değer vergisi (indirimlerin reddi) yönünden eleştiri yapılması durumunda, faturanın hiç düzenlenmediğinden hareketle 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 353. maddesinin 1. fıkrası hükmü kapsamında özel usulsüzlük cezasının kesilmemesi gerekmektedir.
Belge konusu mal ve/veya hizmetin gerçekte alındığı ve sahte belgenin bilerek kullanıldığı yönünde yapılan değerlendirme sonrası, kurumlar /gelir vergisi yönünden bir eleştiri yapılmayarak (gider veya maliyetlerin kabul edilmesi) sadece katma değer vergisi yönünden bir eleştiri yapılması (indirimlerin reddi) durumunda 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 353. maddesinin 1. fıkrası hükmü kapsamında özel usulsüzlük cezasının kesilmesi gerekmektedir.
- Sahte belge kullanma incelemelerinde sahte belgenin bilmeden kullanıldığı yönünde
yapılan değerlendirme sonrası, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 353. maddesinin 1.
fıkrası hükmü kapsamında özel usulsüzlük cezasının kesilmemesi gerekmektedir
Daha önce yapılan incelemelerde sahte belge kullanımı sebebiyle hakkında vergi suçu raporu düzenlenmiş olan mükellef ile ilgili olarak daha sonra aynı yılda başka mükelleften yine sahte belge kullandığının ve bu belgeleri bilerek (kasten)
kullandığının tespit edilmesi halinde 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 367. maddesigereğince yeni bir vergi suçu raporu düzenlenmesi gerekmektedir.
Daha önce yapılan incelemelerde defter ve belge ibraz edilmemesi sebebiyle vergi suçu raporu düzenlenmiş olan mükellef ile ilgili aynı yıla ilişkin farklı bir incelemenedeniyle yine defter ve belge ibraz edilmezse 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 367. maddesi gereğince yeni bir vergi suçu raporu düzenlenmesi gerekmektedir.
https://www.turmob.org.tr/sirkuler/detailPdf/c4036591-d8bb-41ca-8f13-8a11ec6dc35d/vergi-denetim-kurulu- danisma-komisyonu-kararlari
43 SERİ NUMARALI KDV GENEL TEBLİĞİ YAYIMLANDI
25.10.2022 tarih ve 31994 sayılı Gazete’de 43 Seri numaralı KDV Genel Tebliği yayımlanmıştır. Tebliğin öne çıkan düzenlemeleri özetle aşağıdaki gibidir.
- Kısmi tevkifata tabi işlemlerde sorumlu sıfatıyla kanuni süresinden sonra beyan edilen kısım için bu beyana ilişkin ödemenin yapıldığı döneme ait 1 numaralı KDV beyannamesi ile indirim yapılacaktır. Bu düzenleme 25.10.2022 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
- Demir çelik ve alaşımlardan mamül ürünlerin tesliminde KDV oranı 4/10’dan 5/10’a 3
yükseltilmiştir. Ayrıca, demir-çelik ve alaşımlarından mamul ürünlerin payları Borsa
İstanbul A.Ş.’de işlem gören şirketler tarafından tesliminde de tevkifat uygulanacaktır. Düzenleme 01.11.2022 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
- Gıda ürünlerinin indirimli orana tabi tesliminde doğan nakden iade talebine ilişkin düzenleme yapılmıştır. Bu kapsamda yer alan malların takvim yılının Ocak-Haziran dönemindeki teslimlerinden doğan KDV iadelerinin, en erken ilgili yılın Haziran
dönemi en geç ilgili yılın Kasım dönemi itibarıyla talep edilmesi kaydıyla nakden yapılması uygun görülmüştür. Benzer şekilde, 10.000 TL ve üstündeki nakden iade taleplerinin, teminat verilmeksizin vergi inceleme raporuna göre sonuçlandırılmasının talep edilmesi halinde, iade vergi inceleme raporunun vergi dairesi kayıtlarına intikal ettiği tarihte yapılacaktır. Bu düzenleme 01.01.2022 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
- Tam istisna kapsamındaki işlemin gerçekleşmesinden sonra ortaya çıkan kur
farkları için açıklama yapılmıştır.
Tam istisna kapsamındaki bir işlemin gerçekleşmesinden sonra, söz konusu işleme ilişkin mal ve hizmet alımlarına ait tam istisna kapsamındaki işlemi yapan mükellef lehine veya aleyhine kur farkı ortaya çıkabilmektedir.
Mükellef aleyhine ortaya çıkan kur farkı üzerinden ödenen KDV’lerin tam istisna
kapsamındaki işlemin gerçekleştiği vergilendirme dönemine ilişkin yüklenilen KDV hesabına
dahil edilerek iadesinin talep edilmesi mümkündür. Ancak, kur farkına ilişkin faturanın iade
işlemleri sonuçlandırıldıktan sonra gelmesi halinde, işlemle ilgili mal ve hizmet alımlarına ait kur
farkı üzerinden ödenen ve yüklenilen KDV hesabına dahil edilmesi gereken KDV, indirim
hesaplarına dahil edildiği vergilendirme dönemine ilişkin iade hesabında dikkate alınabilir.
Tam istisna kapsamındaki işlemi yapan mükellefin mal ve hizmet alımlarına ilişkin olarak
lehine oluşan kur farkı nedeniyle KDV hesaplanması ve kur farkının ortaya çıktığı dönem
beyannamesinde beyan edilmesi gerekmektedir. Tam istisna kapsamındaki işlemi yapan
mükellefin lehine oluşan kur farkının iade işlemleri sonuçlandırılmadan önce ortaya çıkması
halinde bu tutarın iade hesabından düşülmesi gerekmektedir. İadeye konu edilemeyen bu
tutarın ise kur farkının ortaya çıktığı dönem indirim hesaplarına alınması mümkündür. Söz konusu kur farkının iade işlemleri sonuçlandırıldıktan sonra ortaya çıkması halinde ise iade hesabında herhangi bir düzeltme yapılmasına gerek bulunmamaktadır.
Düzenleme 25.10.2022 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
- Sigorta şirketlerinin kefalet senetlerinin KDV iade taleplerinde teminat olarak kabul edilmesine yönelik tebliğ bazında düzenleme yapılmıştır.
Hatırlanacağı üzere 7417 Sayılı Kanun ile 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 10. Maddesinde düzenleme yapılarak sigorta şirketleri tarafından kefalet sigortası kapsamında düzenlenen kefalet senetlerinin 6183 sayılı Kanun uygulamalarında teminat olarak kabul edilebilmesi sağlanmıştı. Ayrıca 14 Sıra Numaralı Tahsilat Genel Tebliği ile sigorta şirketleri tarafından düzenlenecek süresiz ve şartsız kefalet senedi örneği Tebliğ ekinde yayımlanmıştı.
Bu düzenlemeler paralelinde 01.11.2022 tarihinden geçerli olmak üzere 43 numaralı 4
KDV Tebliğ ile konu ile ilgili düzenleme yapılmıştır.
Tebliğ düzenlemesi sonrası sigorta şirketleri tarafından düzenlenen kefalet senetlerinin, teminat karşılığı yapılan KDV iadelerinde teminat olarak kabul edilebilmesi mümkün olmuştur.
https://www.gib.gov.tr/node/162053
KVK’NUN GEÇİCİ 14/4. MADDESİNDE YER ALAN
İSTİSNAYA İLİŞKİN OLARAK CUMHURBAŞKANI KARARI
YAYIMLANDI
Hatırlanacağı üzere KVK’nun geçici 14. maddesinde Türk lirası mevduat ve katılma hesaplarına dönüşümün desteklenmesi kapsamında dönüşüm kuru üzerinden Türk lirasına çevrilen hesaplar ile ilgili olarak; kurumların bilançolarında yer alan yabancı paralarını, Türk lirasına çevirmeleri ve bu suretle elde edilen Türk lirası varlığı, bu kapsamda açılan en az üç ay vadeli Türk lirası mevduat ve katılma hesaplarında değerlendirmeleri durumunda yabancı paraların dönem sonu değerlemesinden kaynaklanan kur farkı kazançları ile bu varlıkların Türk lirasına çevrildiği tarihte oluşan kur farkları kurumlar vergisinden istisna tutulmuştu.
27.10.2022 tarihli 31996 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 6297 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile, 30/9/2022 tarihli bilançolarında yer alan döviz varlıklarını 2022 yılı sonuna
kadar kur korumalı mevduat ve katılma hesaplarına yatırıp en az üç ay vadeli olacak
şekilde bu hesaplarda değerlendiren kurumların bu hesaplardan elde ettikleri kazançları
da kurumlar vergisinden istisna edilmiştir.
https://www.gib.gov.tr/sites/default/files/fileadmin/mevzuatek/mevzuatbilginotu/CK/CK_6297.pdf
GELİR VERGİSİ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN
HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ TBMM’YE SEVK EDİLDİ.
Teklif ile yapılması planlanan vergi düzenlemeleri aşağıdaki gibidir.
- Yenilenebilir enerji kaynaklarından en üst düzeyde istifade etme hedefi doğrultusunda elektrik enerjisi üretiminin teşvik edilmesi amacıyla, lisanssız yürütülebilecek faaliyetler kapsamında apartmanların çatı ve cephelerinde kurulan elektrik üretim tesislerine 25 kW lık sınır dahilinde sağlanmış olan vergi teşvikinin sınırı 50 kW olarak yeniden belirlenmektedir.
- Çalışanlara yemek bedeli olarak yapılan günlük belirli bir tutarı aşmayan ödemeler,
kullanım amacına bakılmaksızın doğrudan gelir vergisi istisnası kapsamına alınmaktadır.
5
- İşverenlerce çalışanların 1.000 Türk Lirasına kadar elektrik, doğalgaz ve ısınma giderlerin
ödenmesi amacıyla sağlanan menfaatler gelir vergisinden istisna edilmekte ve bu
ödemelerin sigorta prim kesintisine tabi tutulmaması sağlanmaktadır.
- Yurt dışındaki onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlerde çalışan hizmet erbabının
ücretleri gelir vergisinden istisna edilmektedir.
- Gerçek kişilere tanınan ve uygulama süresi 31/12/2022 tarihinde sona erecek olan
bireysel katılım yatırımcısı indirimi uygulamasının süresi, 31/12/2027 tarihine kadar
uzatılmakta ve ilgili yılda gelir vergisi beyannamesinde indirim konusu yapılabilecek tutar güncellenmektedir.
- Sermayesi, işletmeden çekilmesi halinde vergilendirilmeyecek olan ayni veya nakdi sermayenin dışmda farklı unsurları da barındıran şirketlerin, sermayelerini azaltmaları durumunda, sermayenin hangi unsurunun ne kadar tutarda azalacağı ve azaltıma konu
edilen bu unsurlar üzerinden nasıl vergileme yapılacağı hususu netleştirilmektedir.
Bu bağamda KVK’na eklenmesi planlanan 32/B maddesi aşağıdaki gibidir.
"Sermaye azaltımında vergileme
MADDE 32/B- (1) Kurumlar tarafından sermayeye eklenen öz sermaye kalemlerinin, sermayeye eklendiği tarihten itibaren beş tam yıl geçtikten sonra herhangi bir şekilde sermaye azaltımına konu edilmesi durumunda, nakdi veya ayni sermaye ile sermayeye eklenen diğer unsurların toplam sermayeye oranlanması suretiyle azaltıma konu edilen tutar içerisindeki sermaye unsurları tespit olunur. Söz konusu oranın tespitinde,
- Sermayeye ilave dışında başka bir hesaba nakledilmesi, işletmeden çekilmesi veya sermaye hesabından başka hesaplara aktarımı kurumlar vergisine ve kâr dağıtımına veya ana merkeze aktarılan tutara bağlı vergi kesintisine tabi tutulacak öz sermaye kalemlerinin,
- Sadece kâr dağıtımına veya ana merkeze aktarılan tutara bağlı vergi kesintisine tabi tutulacak öz sermaye kalemlerinin,
- Başka bir hesaba nakledilmesi veya işletmeden çekilmesi halinde vergilendirilmeyecek
olan ayni ve nakdi sermayenin toplam sermaye içindeki payları dikkate alınır.
- Kurumların öz sermaye kalemlerini sermayeye ekledikleri tarihten itibaren beş tam yıllık süre tamamlanmadan sermaye azaltımı yapmaları durumımda, azaltımın sırasıyla birinci fıkramn (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan sermaye unsurlarından yapıldığı kabul edilir,
- Sermaye azaltımında, öncelikli olarak sermayeye ilave edilen öz sermaye kalemlerinden, sermayeye eklenme tarihi beş tam yıllık süreyi geçmemiş olanların işletmeden çekildiği kabul edilir.
- Bu maddenin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları kapsamında sermaye azaltımı suretiyle tespit olunan sermaye unsurlarından; birinci fıkranın (a) bendi kapsamında olanlar kurumlar vergisine ve vergi kesintisine, (b) bendi kapsamında olanlar sadece vergi kesintisine tabi
tutulur. Kurumlar vergisine ve vergi kesintisine tabi sermaye unsurlarında, kesinti matrahı 6
hesaplanan kurumlar vergisi düşüldükten sonra kalan tutar olup, bu tutar üzerinden Kanunun 15 inci ve 30 uncu maddeleri ile 193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesi hükmü kapsamında kesinti yapılır.
- Geçmiş yıl zararlarının mahsubu suretiyle sermaye azaltılması durumunda, bu şekilde azaltıma konu edilen sermaye unsurları birinci, ikinci ve üçüncü fıkra hükümlerine göre tespit edilir ancak bu tutarlar üzerinden dördüncü fıkra kapsamında vergi kesintisi yapılmaz.
- Hazine ve Maliye Bakanlığı bu maddenin uygulamasına ilişkin usul ve esasları
belirlemeye yetkilidir."
- Yabancı paralarını ve altın hesabı bakiyelerini Türk lirası mevduat ve katılma hesaplarına
dönüştüren mükelleflerin elde etikleri faiz ve kâr payı gibi kazançlarına sağlanan
kurumlar vergisi istisnası uygulamasının, 2022 yılı sonunda sona erecek olan uygulama
süresi 2023 yılının sonuna uzatılmaktadır
- Önemli bir kısmı temel ihtiyaçlara tekabül eden elektrik, su, doğalgaz, telefon gibi
abonelik sözleşmelerinden kaynaklanan küçük tutarlı borçların, icra takiplerinin sonlandırılmasını özendirmek amacıyla bu alacakların "değersiz alacak" kategorisine alınması ve işletme kayıtlarından çıkarılabilmesi sağlanmaktadır
https://www2.tbmm.gov.tr/d27/2/2-4618.pdf
311 SERİ NUMARALI GELİR VERGİSİ TEBLİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILDI
30.10.2022 tarih ve 31998 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 321 Seri Numaralı Gelir Vergisi Tebliği 311 Seri Numaralı Gelir Vergisi Tebliğinde aşağıdaki değişiklikleri yapmıştır.
Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir.
311 seri numaralı tebliğin “Genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin tek işveren olarak değerlendirilmesi” başlıklı 20. Maddesinde yer alan bazı ibareler ve örnekler aşağıdaki gibi değiştirilmiştir.
311 Seri numaralı Gelir Vergisi Genel Tebliği 20 nci maddesinin madde başlığında ve üçüncü fıkrasında yer alan “yönetim” ibareleri “bütçe” şeklinde, birinci fıkrası aşağıdaki şekilde, dördüncü fıkrasında yer alan “genel yönetim kapsamında bulunan kamu idareleri ile bu idarelere bağlı, ilgili ve ilişkili kurum ve kuruluşlarda (ticaret şirketleri hariç)” ibaresi “genel bütçe kapsamında bulunan kamu idarelerinde” şeklinde, beşinci fıkrasında yer alan “genel yönetim kapsamındaki idareler ile bu idarelere bağlı, ilgili ve ilişkili kurum ve kuruluşlar (ticaret şirketleri hariç)” ibaresi “genel bütçe kapsamında bulunan kamu idareleri”, “Genel yönetim kapsamındaki idareler ile bu idarelere bağlı, ilgili ve ilişkili kurum ve kuruluşlarda (ticaret şirketleri hariç)” ibaresi “Genel bütçe kapsamında bulunan kamu idarelerinde” şeklinde, altıncı fıkrasında yer
alan “Genel yönetim kapsamındaki idareler ile bu idarelere bağlı, ilgili ve ilişkili kurum ve 7 kuruluşlarda” ibaresi “Genel bütçe kapsamında bulunan kamu idarelerinde” şeklinde ve aynı maddede yer alan örnekler aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“(1) 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli (I) sayılı cetvelde genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri sayılmış bulunmaktadır.”
“Örnek 7: (A) Bakanlığında görevli Bay (B), nakil yoluyla (Ç) Bakanlığına geçmiştir. Bay (B)’nin (Ç) Bakanlığında aynı takvim yılında elde ettiği ücret gelirlerine ait gelir vergisi matrahı,
(A) Bakanlığında süregelen gelir vergisi matrahıyla birleştirilecek ve tek işverenden elde edilen ücret geliri olarak kümülatif matrah esas alınmak suretiyle vergilendirilecektir.
Bu durumda, tek işverenden elde edildiği kabul edilen ücret gelirlerinin 193 sayılı Kanunun 86 ncı maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin (b) alt bendinde belirtilen tutarı aşmaması halinde, söz konusu ücret gelirleri için yıllık gelir vergisi beyannamesi verilmeyecektir.
Örnek 8: (E) Bakanlığında görevli Bayan (F), bu Bakanlıktan aldığı ücretin yanı sıra (K) Bakanlığının bağlı kuruluşu olan ve (I) sayılı cetvelde yer alan (L) Kurumunda kurulan bir komisyonda görev alması karşılığı ücret geliri elde etmiştir. Bayan (F)’nin, (E) Bakanlığı ile (L) Kurumundan aldığı ücret ödemeleri, tek işverenden elde edilen ücret olarak kümülatif matrah esas alınmak suretiyle vergilendirilecektir.
Bu durumda, tek işverenden elde edildiği kabul edilen ücret gelirlerinin 193 sayılı Kanunun 86 ncı maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin (b) alt bendinde belirtilen
tutarı aşmaması halinde, söz konusu ücret gelirleri için yıllık gelir vergisi beyannamesi verilmeyecektir.
Örnek 9: (O) Bakanlığında görevli Bay (N), aynı zamanda (O) Bakanlığının (I) sayılı cetvelde yer almayan ilgili bir kuruluşunda yönetim kurulu üyeliğinden dolayı huzur hakkı geliri elde etmektedir. Bay (N)’ye yapılan ücret ödemeleri, birbiri ile ilişkilendirilmeyecek olup ayrı ayrı vergilendirilecektir.
Bay (N) tarafından elde edilen ücret gelirlerine ait gelir vergisi matrahlarının 193 sayılı Kanunun 86 ncı maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin (b) alt bendinde belirtilen tutarları aşması halinde, ücret gelirlerinin tamamı yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilecektir.
Örnek 10: (S) Bakanlığında görevli Bay (Ö), nakil yoluyla (T) Bakanlığının ilişkili kuruluşu olan ve (I) sayılı cetvelde yer almayan (R) kurumuna geçmiştir. Bay (Ö)’nün (R) kurumundaki ücret gelirlerine ait gelir vergisi matrahı, (S) Bakanlığında süregelen gelir vergisi matrahı ile ilişkilendirilmeyecek olup ayrı olarak vergilendirilecektir.
Bay (Ö) tarafından elde edilen ücret gelirlerine ait gelir vergisi matrahlarının 193 sayılı Kanunun 86 ncı maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin (b) alt bendinde belirtilen tutarları aşması halinde, ücret gelirlerinin tamamı yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilecektir.
Örnek 11: (U) Bakanlığında görevli Bayan (Ü), aynı zamanda (V) Üniversitesinden de ücret 8
geliri elde etmektedir. Bayan (Ü)’nün (U) Bakanlığındaki ücret gelirlerine ait gelir vergisi matrahı
ile (V) Üniversitesindeki ücret gelirlerine ait gelir vergisi matrahı birbiriyle ilişkilendirilmeyecek olup ayrı ayrı vergilendirilecektir.
Bayan (Ü) tarafından elde edilen ücret gelirlerine ait gelir vergisi matrahlarının 193 sayılı Kanunun 86 ncı maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin (b) alt bendinde belirtilen tutarları aşması halinde, ücret gelirlerinin tamamı yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilecektir.”
Aynı Tebliğin 21 inci maddesinin beşinci fıkrasının ikinci cümlesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki cümle eklenmiştir.
“Hizmet erbabının talep etmesi ve işverenlerin de kabul etmesi kaydıyla, yıl içerisinde aynı anda birden fazla işverenden alınan ücret gelirleri de kümülatif matrah
dikkate alınarak tevkifata tabi tutulabilir.”
https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2022/10/20221030-8.htm
92 SERİ NUMARALI GİDER VERGİLERİ GENEL TEBLİĞİ
YAYIMLANDI
Sigorta şirketlerince rücu ve sovtaj işlemleri sonucunda lehe alınan paraların banka ve sigorta muameleleri vergisi (BSMV) yönünden vergilendirilmesine ilişkin açıklamaların yapılması amacıyla 11.10.2022 tarih 31980 sayılı Resmi Gazete’de 92 Seri Numaralı Gider Vergileri Genel Tebliği yayımlanmıştır. Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Yasal mevzuat
6802 sayılı Gider Vergileri Kanununun 28. maddesinin birinci fıkrasına göre, sigorta şirketlerinin her ne şekilde olursa olsun yapmış oldukları bütün muameleler dolayısıyla kendi lehlerine her ne nam ile olursa olsun nakden veya hesaben aldıkları paralar BSMV’ye tabidir.
Buna göre, sigorta şirketlerince bir muamele yapılması ve bu muamele sonucu lehe para
alınmasıyla birlikte vergiyi doğuran olay gerçekleşmektedir.
BSMV’de lehe alınan paranın hesabında işlem maliyetleri dikkate alınabilir. Ancak işlem
anında ortaya çıkmayan veya işlem anında ortaya çıkmakla birlikte tutarı net bir şekilde
hesaplanamayan maliyet unsurları lehe alınan paranın hesabında dikkate alınmaz.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 1472 nci maddesinde, sigortacının sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçeceği, sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hakkın, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal edeceği, sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacının, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebileceği, sigortacının zararı kısmen tazmin etmişse, sigortalının kalan kısımdan dolayı sorumlulara karşı sahip olduğu başvurma hakkını koruyacağı hüküm altına alınmıştır. Buna göre, halefîyet ilkesi gereğince
sigorta şirketleri ödediği tazminat dolayısıyla tazmin ettiği zarar ölçüsünde sigortalının 9
haklarına sahip olmakta ve üçüncü kişilere karşı rücu hakkını kullanabilmektedir.
Sigorta kapsamında olan hurda veya hasarlı mallar, sigorta şirketlerince malın rayiç değerinden sovtaj bedeli tenzil edilerek kalan tutarın sigortalıya ödenmesi suretiyle sigortalıya bırakılabildiği gibi sigortalı ve sigorta şirketi arasında yapılan anlaşmayla tazminat ödemesinin bir parçası olmak üzere sigorta şirketlerinin mülkiyetine de geçebilmektedir. Ayrıca, hasarlı mallar, sigortalı tarafından vekalet verilen aracı bir firma vasıtasıyla üçüncü şahıslara satılabilmekte ve satış bedeli doğrudan ya da sigorta şirketi aracılığı ile tazminat bedelinin bir parçası olarak sigortalıya ödenebilmektedir.
Hazine Müsteşarlığının 2015/6 sayılı Rücu ve Sovtaj Tutarlarına İlişkin Genelge’sinin;
- 2.2. maddesinde, rücu ve sovtaj tutarının tahakkukunun yapılabilmesi için, halefiyet hakkının kazanılması ve tutarın şirket uygulamasına göre belirlenmiş olması gerektiği,
- 2.4. maddesinde, sigorta şirketlerinin yaptıkları tazminat ödemelerini sigortalılardan aldıkları ibraname veya banka dekontu ile tevsik etmeleri gerektiği ve rücu amacıyla karşı sigorta şirketine ya da üçüncü şahıslara bildirim yapılması kaydıyla, karşı sigorta şirketinin teminat limitine kadar olan rücu tutarlarının tahakkuk ettirilebileceği,
- 2.6. maddesinde, sovtaj tutarlarının sovtajın sigortalıya bırakılmadığı her durumda tahakkuk ettirilmesi gerektiği,
- 2.8. maddesinde de tahsil edilen rücu ve sovtaj tutarının tahakkuk ettirilen tutarlardan fazla olması durumunda aradaki farkın ilgili gelir hesabına aktarılması gerektiği
hususları düzenlenmiştir.
Rücu ve sovtaj tutarlarının BSMV yönünden vergilendirilmesi ve matrah
Sigorta şirketlerinin rücu ve sovtaj işlemleri sonucunda nakden veya hesaben lehe aldığı paralar üzerinden yürürlükteki oranlara göre BSMV hesaplamaları gerekmekte olup, söz konusu işlemlerde BSMV matrahı, mülga Hazine Müsteşarlığının 2015/6 sayılı Genelgesi kapsamında
sigorta şirketleri tarafından tahsil edilen/edilecek rücu veya sovtaj bedeli ile daha önce tahakkuk
ettirilen rücu veya sovtaj değeri arasındaki farktır.
Buna göre, sigorta şirketlerinin sovtaj işlemleri sonucunda mülkiyetine almış oldukları hurda veya hasarlı malların satışı ya da söz konusu malların sigortalıdan alınan bir vekaletle aracı bir firma tarafından üçüncü şahıslara satılması sonucu satış bedelinin doğrudan veya sigorta şirketi aracılığıyla tazminat bedelinin bir parçası olarak sigortalıya ödenmesi işlemlerinde, hurda veya hasarlı malların satış bedeli ile daha önce tahakkuk ettirilen sovtaj
değeri arasındaki fark üzerinden BSMV hesaplanması gerekir. Sigorta şirketleri tarafından sovtaj bedeli ödenmeyerek hurda veya hasarlı malların sigortalıya bırakılması ve sigortalı tarafından bizzat satılmasına ilişkin işlemlerde ise sigorta şirketlerince yapılan bir muameleden söz edilemeyeceğinden söz konusu işlem BSMV’ye tabi tutulmaz.
https://www.gib.gov.tr/node/162018
ÜÇÜNCÜ GEÇİCİ VERGİLENDİRME DÖNEMİ YENİDEN DEĞERLEME ORANI BELİ OLDU
2022 yılı üçüncü geçici vergi döneminde uygulanacak yeniden değerleme oranı 61 Seri
Numaralı Kurumlar Vergisi Sirküleri ile % 92,93 olarak tespit edilmiştir.
https://www.gib.gov.tr/node/161613
ÜÇÜNCÜ GEÇİCİ VERGİLENDİRME DÖNEMİNDE UYGULANACAK DÖVİZ KURLARI
Üçüncü geçici vergilendirme döneminde uygulanacak yabancı para cinsi hesapların değerlemelerinde esas alınacak döviz kurlarına aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.
https://www.resmigazete.gov.tr/ilanlar/eskiilanlar/2022/09/20220930-5.htm
KONAKLAMA VERGİSİ UYGULAMA GENEL TEBLİĞİ TASLAĞI YAYIMLANMIŞTIR.
KONAKLA
7194 sayılı Dijital Hizmet Vergisi ile Bazı Kanunlarda ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 9 uncu maddesiyle 13/7/1956 tarihli ve 6802 sayılı Gider Vergileri Kanununun yeniden düzenlenen 34 üncü maddesinde ihdas edilen konaklama vergisi, 1/1/2023 tarihinde yürürlüğe girmektedir.
Söz konusu verginin uygulamasına ilişkin açıklamalar ile usul ve esaslarının belirlenmesine yönelik olarak Konaklama Vergisi Uygulama Genel Tebliği Taslağı hazırlanmıştır.
https://www.gib.gov.tr/sites/default/files/fileadmin/user_upload/Tebligler/Taslaklar/Kon_ver_gen_uyg_teb_taslak10 102022.pdf
Saygılarımla
M. Aykut KELECİOĞLU Yeminli Mali Müşavir
MA VERGİSİ UYGULAMA GENEL TEBLİĞİ TASLAĞI YAYIMLANMIŞTIR.
BİR CEVAP YAZ