03 Eylül 2022, 23:53 tarihinde eklendi

Vergisel Açıdan Çalınan veya Kaybolan Mallar

Vergisel Açıdan Çalınan veya Kaybolan Mallar

Mükelleflerin işletmelerine dahil malların çalınması veya izah edilemeyen bir şekilde kaybolması suretiyle meydana gelen mal eksilmelerinin vergisel boyutu bu yazımızın konusunu oluşturmaktadır.

Konuyu şöyle özetlemek mümkündür:


  • Mal kaybının sebebi hırsızlık ise, çalınan malın maliyeti kanunen kabul edilmeyen gider (KKEG) olarak dikkate alınır ve bu mal için yüklenilmiş olan KDV indirilmez, indirilmişse, indirim iptaline konu edilip KKEG olarak dikkate alınır.
  • Mal kaybı çalınma ile izah edilemiyorsa, malın emsal bedeli üzerinden satıldığı varsayımına göre hasılat kaydı oluşturulması, yine emsal bedeline göre KDV hesaplanması istenmektedir. Bu durumda yok olan malın maliyeti, satılan mal maliyeti olarak muhasebeleştirilebilmekte, KDV hesaplandığı için KDV indirim iptali yapılmamaktadır.
  • Bize göre hırsızlık nedeniyle sigorta şirketinden alınan tazminat, çalınmaya ilişkin KKEG tutarını azaltmalı, tazminat tutarı KKEG’den fazla ise aşan kısım vergiye tabi gelir olarak dikkate alınmalıdır. Fakat Maliye İdaresi KKEG tutarının değişmeyeceği, alınan tazminatın ise tümüyle vergiye tabi gelire dahil edilmesi gerektiği görüşündedir.
  • İmalat firesi veya ticari fire kapsamındaki mal sayım noksanları kabul edilen gider olup KDV indirim iptali gerektirmez.
  • Çalınan mal maliyetleri ve yüklenilen KDV’ler hırsızdan alacak olarak kaydedilebilir, fakat bu alacak için şüpheli alacak karşılığı ayrılamaz, değersiz alacak muamelesi yapılamaz.
  • Muvazaa halleri hariç olmak üzere, satılan mal bedelinin alınamaması hırsızlık olarak nitelendirilemez. Yasal şartları sağlamak suretiyle, tahsil edilemeyen bu alacak için şüpheli alacak karşılığı ayrılarak veya değersiz alacak sayılarak gider kaydı yapılabilir.
  • Amortismana tabi iktisadi kıymetlerin çalınması halinde, aktifleştirilen değerden birikmiş amortismanın indirilmesi suretiyle bulunan net değer kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınır. Sabit kıymetin bakiye faydalı ömrüne tekabül eden KDV yüklenimi de indirim iptaline tabi tutularak KKEG işlemi görür.
  • Satılmış gibi gösterilmek suretiyle çalınan mallar açısından da yukarıdaki izahat geçerlidir. Böyle bir durumda satış kayıtları düzeltilip mal çalınmasına ilişkin kayıtlar oluşturulmalıdır. 

VERGİSEL AÇIDAN ÇALINAN veya KAYBOLAN MALLAR 

ÖZET: 

Mükelleflerin işletmelerine dahil malların çalınması veya izah  edilemeyen bir şekilde kaybolması suretiyle meydana gelen mal  eksilmelerinin vergisel boyutu bu yazımızın konusunu  oluşturmaktadır. 

Konuyu şöyle özetlemek mümkündür: 

- Mal kaybının sebebi hırsızlık ise, çalınan malın maliyeti  kanunen kabul edilmeyen gider (KKEG) olarak dikkate alınır  ve bu mal için yüklenilmiş olan KDV indirilmez, indirilmişse,  indirim iptaline konu edilip KKEG olarak dikkate alınır. 

- Mal kaybı çalınma ile izah edilemiyorsa, malın emsal bedeli  üzerinden satıldığı varsayımına göre hasılat kaydı  oluşturulması, yine emsal bedeline göre KDV hesaplanması  istenmektedir. Bu durumda yok olan malın maliyeti, satılan  mal maliyeti olarak muhasebeleştirilebilmekte, KDV  hesaplandığı için KDV indirim iptali yapılmamaktadır. 

 

Garantisi ile sınırlı bir Birleşik Krallık  şirketi olan BDO International Limited’in  üyesi ve bir Türk anonim şirketi olan BDO  Yayıncılık A.Ş., bağımsız üye kuruluşlardan  oluşan BDO ağının bir parçasını teşkil  etmektedir. 

BDO International global ağının toplam  gelirleri 2021 yılında 11,8 milyar ABD  Doları olarak gerçekleşmiştir. BDO,  167’dan fazla ülkede bulunan 1.728 ofiste  faaliyet göstermekte olup, bu ofislerde  denetim ve danışmanlık hizmetleri veren  ortaklar dahil dünya çapında 97.292 kişi  çalışmaktadır. 

Dikkat ve titizlikle hazırlanan bu yayın,  geniş anlamda görüşleri içermekte olup,  genel bir yol gösterici olarak  

değerlendirilmelidir. Özel durumlarla ilgili  olarak, mesleki görüş ve yardım almadan,  bu yayına dayanarak uygulamalarda  bulunulmamalıdır. Bu konuların kendi özel  durumunuza ilişkin etkilerini görüşmek için  BDO Yayıncılık A.Ş. ile temas kurabilirsiniz.  Bu yayındaki bilgilere dayanarak belli  eylemlerde bulunmak veya bulunmamak  nedeniyle doğabilecek zararlar nedeniyle,  BDO Yayıncılık A.Ş. ve ortakları, çalışanları  ile yazarları herhangi bir yükümlülük veya  sorumluluk kabul etmemektedirler.

 

- Bize göre hırsızlık nedeniyle sigorta şirketinden alınan tazminat, çalınmaya ilişkin  KKEG tutarını azaltmalı, tazminat tutarı KKEG’den fazla ise aşan kısım vergiye tabi  gelir olarak dikkate alınmalıdır. Fakat Maliye İdaresi KKEG tutarının  değişmeyeceği, alınan tazminatın ise tümüyle vergiye tabi gelire dahil edilmesi  gerektiği görüşündedir. 

- İmalat firesi veya ticari fire kapsamındaki mal sayım noksanları kabul edilen gider  olup KDV indirim iptali gerektirmez.  

- Çalınan mal maliyetleri ve yüklenilen KDV’ler hırsızdan alacak olarak  kaydedilebilir, fakat bu alacak için şüpheli alacak karşılığı ayrılamaz, değersiz  alacak muamelesi yapılamaz.  

- Muvazaa halleri hariç olmak üzere, satılan mal bedelinin alınamaması hırsızlık  olarak nitelendirilemez. Yasal şartları sağlamak suretiyle, tahsil edilemeyen bu  alacak için şüpheli alacak karşılığı ayrılarak veya değersiz alacak sayılarak gider  kaydı yapılabilir. 

- Amortismana tabi iktisadi kıymetlerin çalınması halinde, aktifleştirilen değerden  birikmiş amortismanın indirilmesi suretiyle bulunan net değer kanunen kabul  edilmeyen gider olarak dikkate alınır. Sabit kıymetin bakiye faydalı ömrüne  tekabül eden KDV yüklenimi de indirim iptaline tabi tutularak KKEG işlemi görür. 

- Satılmış gibi gösterilmek suretiyle çalınan mallar açısından da yukarıdaki izahat  geçerlidir. Böyle bir durumda satış kayıtları düzeltilip mal çalınmasına ilişkin  kayıtlar oluşturulmalıdır.  

ANAHTAR KELİMELER: 

Hırsızlık, çalınma, zayi, KKEG, KDV indirim iptali, tazminat, fire, mal sayım  noksanları, şüpheli veya değersiz alacak, ATİK, hırsızlığın tevsiki 

1. MAL KAYBININ SEBEBİ HIRSIZLIK İSE, YAPILMASI GEREKEN İŞLEMLER: 1.1. Emtianın Çalınması: 

İşletmeye dahil emtia çalınmak suretiyle kaybedilmişse; 

- Stok hesaplarından çıkarılıp gider kaydı yapılır ve bu gider KKEG olarak  dikkate alınır. 

- Çalınan mal, zayi mal niteliğindedir. KDV Kanunu’nun 30 uncu  maddesinin c ve d bentleri uyarınca, hırsızlık nedeniyle zayi olan malın  KDV’si indirilmez, daha önce indirilmişse indirim iptaline tabi tutulur.  Bu KDV tutarı da KKEG’dir.

 

- Çalınan mal sonradan bulunursa, çalınmaya ilişkin kayıtların ters  kayıtla iptali gerekir. Dönem kapandıktan sonra bulunma halinde malın  kayıtlı değeri vergiye tabi olmayan gelir kaydedilir, iptal olunan KDV  kadar KDV indirimi yapılır, bunun karşılığı da vergiye tabi olmayan  gelirdir. 

ÖZELGELER: 

Emtia çalınması ile ilgili olarak tespit edebildiğimiz özelgeler şöyle  sıralanabilir; 

• Gelirler Genel Müdürlüğü’nün 24.03.1999 tarih ve 11978 sayılı olarak  Aydın Valiliği’ne gönderdiği özelgede şöyle denilmiştir: 

“…………………… çalınan emtia bedelinin vergi matrahının tespitinde  zarar veya gider olarak indirilmesi mümkün bulunmamaktadır.” 

“…………………… çalınarak zayi olan malların alımı sırasında yüklenilen  vergilerin indirilmiş olması halinde indirilen vergilerin, malların  çalındığı dönemde verilecek katma değer vergisi beyannamesinde  hesaplanan katma değer beyannamesine ilave edilmek suretiyle  düzeltilmesi gerekmektedir.” 

• Gelirler Genel Müdürlüğü’nün 09.02.2005 tarih ve 6279 sayılı olarak  Kocaeli Valiliği’ne gönderdiği özelgede şöyle denilmiştir: 

“…………………… çalınan mal mevcudu tutarının safi ticari kazancın  tespitinde gider olarak indirimi mümkün bulunmamaktadır.” 

“…………………… çalınan mallara ait yüklenilen katma değer vergisi  Kanunun 30. maddesinin (c) ve (d) bentleri gereğince hesaplanan  katma değer vergisinden indirilemeyecektir. Bu mallara ait önceki  dönemlerde indirim hesaplarına alınan katma değer vergisi bulunması  durumunda ise söz konusu vergilerin indirim hesaplarından çıkartılarak  son dönem beyannamesinde ilave edilecek katma değer vergisi olarak  beyan edilmesi gerekmektedir.” 

• Antalya Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 10.01.2011 tarih ve GVK.2010.99-4  sayılı özelgesinde şöyle denilmiştir: 

“…………………… işyerinizden çalınan emtia bedelinin ve nakit para  tutarının vergi matrahının tespitinde zarar veya gider olarak  

indirilmesi mümkün bulunmamaktadır.”  

• İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı, 08.08.2011 tarih ve 1252 sayılı  özelgesinde, altın ticareti yapan bir firmadan çalınan 15 kg altın ile  ilgili olarak, bu altının maliyetinin gider kaydedilemeyeceği, külçe altın  teslimleri KDV Kanunu’nun 17/4-g maddesi uyarınca KDV’den müstesna 

 

olması nedeniyle, KDV açısından yapılacak bir işlem bulunmadığı  görüşlerine yer vermiştir.  

DANIŞTAY’IN GÖRÜŞÜ: 

İşletmeye dahil malların, mükellefin sorumluluğunda bulunduğu,  dolayısıyla bunların çalınması halinde vergi eksilmesi olmaması gerektiği  görüşü Danıştay tarafından da benimsenmektedir. 

Nitekim çalınan mal bedelini, mahkemeden alınan ilama dayanılarak ticari  kazançtan indirilemeyeceği yönünde Danıştay kararı 1 vardır. 

1.2. Amortismana Tabi İktisadi Kıymet (ATİK) Çalınması : 

İşletmeye dahil olan bir ATİK’in çalınması halinde ; 

- ATİK’in aktifteki değeri alacak, birikmiş amortismanı borç kaydedilir.  Aktif değeri ile birikmiş amortisman eşit ise bu kayıt gelir veya gider  etkisi meydana getirmez. Birikmiş amortismanın tutarı ATİK’in aktif  değerinden az ise, aradaki fark KKEG olarak dikkate alınır.  

- Çalınma (zayi) olayı ATİK’in faydalı ömrü dolduktan sonra meydana  gelmişse, KDV açısından yapılması gereken bir işlem yoktur. ATİK  faydalı ömrü devam ederken çalınmışsa, faydalı ömrün henüz  

tamamlanmamış olan kısmına isabet eden KDV yüklenim bölümünün  indirim iptaline konu edilmesi gerekmektedir.  

KDV Genel Uygulama Tebliği’nin III/C-2 bölümünde ATİK’lerin zayi olması  konusunda aşağıdaki açıklamalar yer almakta olup, çalınmak suretiyle  meydana gelen kayıplar “zayi” sayıldığı için bu açıklamalar ATİK  

hırsızlığını da kapsamaktadır.  

“…………….. 213 sayılı Kanunun 315 inci maddesine göre Maliye  

Bakanlığınca belirlenen faydalı ömürlerini tamamladıktan sonra zayi olan  veya istisna kapsamında teslim edilen amortismana tabi iktisadi  kıymetlere (ATİK) ilişkin yüklenilen KDV ile faydalı ömrünü  

tamamlamadan zayi olan veya istisna kapsamında teslim edilen ATİK’lere  ilişkin yüklenilen KDV’nin kullanılan süreye isabet eden kısmının indirim  konusu yapılması mümkündür.  

Buna göre, ATİK’in Maliye Bakanlığınca belirlenen faydalı ömrünü  tamamladıktan sonra zayi olması veya istisna kapsamında teslim edilmesi  halinde bu kıymetin alımında yüklenilen ve indirim konusu yapılan  KDV’nin indirim hesaplarından çıkarılmasına ilişkin herhangi bir düzeltme  işlemi yapılmasına gerek bulunmamaktadır. 

1 Danıştay 4 üncü Dairesinin 03.10.1979 tarih ve E.1979/48, K.1979/2429 sayılı kararı.  (Şükrü KIZILOT, Danıştay Kararları ve özelgeler cilt 1, sahife 459 )

DENET DUYURU Sayı : 2022/089 

 

Ancak ATİK’in faydalı ömrünü tamamlamadan zayi olması veya istisna  kapsamında teslim edilmesi durumunda, bu kıymetin alımında yüklenilen  KDV’nin, faydalı ömrünün işletmede kullanılan süresine isabet eden kısmı  için herhangi bir düzeltme işlemi yapılmayacaktır. ATİK’in zayi olduğu  veya istisna kapsamında teslim edildiği tarih itibarıyla faydalı ömrünün  kalan kısmına (faydalı ömrünün işletmede kullanılmayan süresine) isabet  eden yüklenilen KDV’nin ise indirim konusu yapılması mümkün değildir. Daha önce indirim konusu yapılan KDV’nin ATİK’in zayi olduğu veya  istisna kapsamında teslim edildiği dönem beyannamesinde “Daha Önce  İndirim Konusu Yapılan KDV’nin İlavesi” satırında beyan edilmek suretiyle  indirim hesaplarından çıkarılması gerekir. ATİK’in işletmede kullanılan  süresinin tespitinde ATİK’in işletmede kullanıldığı her 12 ay ile 12 aydan  kısa olan süreler bir yıl olarak kabul edilecektir.  

Örnek: (A) Ltd. Şti. 1/4/2015 tarihinde 150.000 TL bedelle satın alarak  aktifine kaydettiği faydalı ömrü 5 yıl olan minibüs için 27.000 TL KDV  ödemiştir. Söz konusu minibüs 5/6/2018 tarihinde yanarak zayi olmuştur.  Bu durumda, minibüsün alımında yüklenilen KDV tutarının işletmede  kullanılan süreye (38 ay kullanıldığından 4 yıl olarak dikkate alınmıştır)  isabet eden kısmı olan 21.600 TL (27.000/5x4) için düzeltme yapılmasına  gerek bulunmamaktadır. Minibüs, faydalı ömrünü tamamlamadan zayi  olduğundan kalan 1 yıl için daha önce indirim konusu yapılan 5.400 TL’nin  (27.000-21.600) indirim hesaplarından çıkarılmak suretiyle düzeltilmesi  gerekmektedir.” 

1.3. Para Çalınması : 

Çalınan paralar için yapılacak işlem, çalınan para tutarının alacak kaydına  karşılık ilgili gider hesabına borç kaydı yapılması ve bu giderin KKEG  olarak dikkate alınmasıdır.  

Nitekim, İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından verilen 04.09.2013  tarih ve 1435 sayılı özelgede ; 

“………noterliğiniz kasasından çalışanınız tarafından çalınan paranın  serbest meslek kazancınızın tespitinde gider olarak indirilmesi mümkün  bulunmamaktadır.” 

denilmiştir. 

1.4. Çalınma Nedeniyle Sigorta Şirketinden Tazminat Alınması ve Tazminat  İçin Fatura Düzenlenmesi :  

Maliye İdaresi önceleri çalınma nedeniyle sigorta şirketinden alınan  tazminatın KKEG tutarını azalttığı, çalınan mal değerini aşan tazminat  kısmının vergiye tabi gelir olduğu görüşündeydi. 

DENET DUYURU Sayı : 2022/089 

 

Nitekim, Adana Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından verilen 10.09.2011  tarih ve 2010-2339-KV-70 sayılı özelgede ;  

“……..çalınan emtia değerinin gider veya maliyet olarak dikkate alınması  mümkün değildir. Bununla birlikte, çalınan emtia ile ilgili olarak  sigortadan alınan tazminatların emtianın değerini aşan kısmının gelir  olarak dikkate alınması gerekmektedir. “  

denilmişti.  

Bu görüş bize göre doğrudur.  

Fakat Maliye İdaresi daha sonra bu özelgede yer alan görüşü değiştirmiş olup, yeni görüş, İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından verilen  (27.07.2017 tarih ve 62030549-125(6-2015/417) sayılı özelgede şöyle ifade  edilmiştir : 

“……..çalınan motosikletin bedelinin gider veya maliyet olarak dikkate  alınması mümkün değildir. Bununla birlikte, çalınan motosiklet ile ilgili  olarak sigortadan alınan tazminatın gelir olarak dikkate alınması  gerektiği tabiidir.”  

Görüldüğü gibi, Maliye İdaresi önceki özelgede sigorta şirketinden alınan  tazminatın öncelikle KKEG tutarının azaltılmasını sağlayacağı, sadece aşan  kısmın vergiye tabi olduğu görüşünde iken görüşünü değiştirerek, KKEG  tutarının aynen kalacağı, tazminatın tamamının vergiye tabi gelirlere  ekleneceği görüşünü benimsemeye başlamıştır. 2 

Maliye İdaresi sigorta şirketlerinden alınan tazminatlar için fatura  düzenlenmesini istemektedir. Nitekim İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın  21.12.2006 tarih ve 12593 sayılı özelgesinde, mal çalınması nedeniyle  sigorta şirketinden alınan tazminat için fatura düzenlenmesi gerektiği  belirtilmiştir. Tazminat alınması bu fatura da KDV hesaplanmasını  gerektiren bir işlem olmadığı için bu faturada KDV hesaplanmayacağı ve  fatura tutarının KDV beyannamesinde gösterilemeyeceği tabiidir. 3  

1.5. Çalınan Malın Kayıtlardan Çıkarılmasında Fatura Düzenlenmesi  Gerekmemektedir : 

2 Her ne kadar Vergi Usul Kanunu’nun 329 ve 330 uncu maddelerinde amortismana tabi  mallar ile emtiaya ilişkin sigorta tazminatlarının maliyet bedelini aşan kısmının vergiye  tabi gelir olarak dikkate alınması gerektiği hükmü var ise de, bu maddelerin hırsızlık  olayları sonucu kaybedilen malları kapsamadığı görülmektedir. 

3 Yaklaşım Dergisi Nisan 2009 sayısında yayımlanan “TAZMİNAT OLARAK ALINAN  PARALARIN KDV KARŞISINDAKİ DURUMU” başlıklı yazımızda konu hakkında  detaylı bilgi bulunmaktadır.  

(www.denet.com.tr/yayınlarımız/makaleler/mehmetmac/2009)

DENET DUYUR

Vergi Usul Kanunu’nun 229 uncu maddesindeki fatura tarifi şöyledir; 

“Fatura, satılan emtia ve yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı  meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından  müşteriye verilen ticari vesikadır.” 

Bu tarife göre mal çalınması satış niteliği taşımadığı için, çalınma olayı  nedeniyle malın stoklardan veya ilgili sabit kıymet hesabından  

çıkarılmasında fatura düzenlenmesi gerekmemektedir. 

Nitekim İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 15.01.2021 tarih ve 36894  sayılı özelgesinde; 

“……………… çalınan söz konusu aracın kayıtlardan çıkarılmasında fatura  düzenlenmesine gerek bulunmamaktadır.” 

denilmiştir.  

1.6. Mal Kaybının Çalınma Nedenli Olduğunun Tevsiki : 

Yukarıdaki bölümlerde yaptığımız açıklamalar mal kaybının çalınma  suretiyle meydana geldiği haller için geçerlidir.  

Mal kaybının çalınma suretiyle oluştuğu tevsik edilemiyorsa ve bu kaybın  nasıl meydana geldiği konusunda açıklama yapılamıyorsa, söz konusu  malın emsal bedeli üzerinden kayıt dışı olarak satıldığı varsayımına göre  vergi hesaplamaları yapılması gerektiği görüşüyle hareket edilmektedir.  Para çalınmalarında da çalınma olayının tevsik edilememesi durumunda  bu paranın ortaklara dağıtılmış kar payı olduğu varsayımına göre  vergileme yapılması ihtimal dahilindedir. 

Çalınma olayının tevsikinde en çok kullanılan belge polis tarafından  hazırlanan tutanaktır. Varsa çalınma olayını belgeleyen görüntüler, şahit  ifadeleri gibi unsurlar tevsik için destekleyici unsurlar olabilir. 

Çalınma olayı firma içinde düzenlenip yetkililer ve ilgili personel  tarafından imzalanan bir yazı ile de tevsik edilebilir. Ancak resmi niteliği  dolayısıyla polise ifade verilerek düzenletilen tutanak, tevsik gücü daha  kuvvetli bir belgedir. 

Hırsızın yakalanması, buna bağlı olarak suçu kanıtlayan deliller elde  edilmesi de tevsiki sağlayabilir. 

Malın çalınmaya karşı sigortalı olması durumunda, sigorta şirketinin  çalınma olayını kabul ederek tazminat ödemiş olması -muvazaa halleri  hariç olmak üzere- hırsızlığın tevsikini destekleyici nitelik taşımaktadır. Zira tazminatın ödenmesi, sigorta şirketinin çalınma olayının gerçekliği  konusunda ikna olduğu anlamına gelmektedir.

DENET DUYURU Sayı : 2022/089 

 

2. MAL KAYBININ SEBEBİ İZAH EDİLEMİYORSA YAPILMASI GEREKEN İŞLEMLER,  STOK SAYIM NOKSANLIKLARININ DURUMU, İMALAT FİRESİ ve TİCARİ  FİRELERİN KONU İLE İLGİSİ : 

Yukarıdaki 1.6. no.lu bölümde belirttiğimiz gibi hırsızlık olaylarının tevsiki  önemlidir.  

Bu konuda idarenin hassasiyet göstermesi doğal karşılanmalıdır. Zira kötü  niyetli tüccarlar, malları işletmeden çekip açıktan satarak bu olayı hırsızlık  şeklinde ifade edebilirler.  

Dolayısıyla hırsızlık tevsik edilemezse, çalınan malın kayıtlı değerinin KKEG  olarak beyanı ve KDV indirim iptali yeterli görülmeyerek, malın emsal satış  bedeli üzerinden satıldığı varsayımına göre hasılat eksikliği ve hesaplanması  gereken KDV eksikliği iddiası ile tarhiyat yapılabilir. 

Nitekim 30.05.1966 tarih ve 140 no.lu Hesap Uzmanları Kurulu Danışma  Komisyonu kararında, sebebi izah edilemeyen stok sayım noksanlıkları  konusunda, bu eksik malların emsal bedel üzerinden satıldığı varsayımına göre  işlem yapılması esası benimsenmiştir. 

Mal çalınma olayları çoğu zaman stok sayımlarında fiili stokun kaydi stoka göre  daha az olduğunun tespiti suretiyle fark edilmektedir. 

Söz konusu stok sayım noksanlarının sebebi izah edilemediği taktirde, tarhiyata  uğramamak için bu malların emsal satış bedeli üzerinden hasılat kaydı  oluşturulmalı ve aynı bedel üzerinden KDV hesaplanmalıdır. 

Stok sayım noksanlığı oldukça geniş bir konu olup bu konu ile ilgili izahatımızı  içeren yazımıza bakılabilir. 4  

Stok sayım noksanlıklarının imalat firesi ve ticari fire ile izahı mümkündür. Fire  ile izah edilebilen stok sayım noksanlıkları mal çalınması olarak  

nitelendirilemez. 

3. SATILMIŞ GİBİ GÖSTERİLMEK SURETİYLE MAL ÇALINMASI: 

Bazı mal çalınmaları, firmanın personeli eliyle gerçekleşmektedir.  

4 Yaklaşım Dergisi Şubat 1995 sayısında yayımlanan “STOK SAYIM FARKLARI”  başlıklı yazımız. (www.denet.com.tr/yayınlarımız/makaleler/mehmetmac/1995)

DENET DUYURU Sayı : 2022/089 

 

Nitekim bir özelge 5 talebine konu olan hırsızlık eylemi, firmanın bir elemanı  tarafından, mallar satılmış gibi bazı müşteriler adına fatura ettirilmek, bu  şekilde ele geçirilen malın faturasız olarak başka firmalara satılması suretiyle  gerçekleştirilmiştir.  

Bahsi geçen özelgede şöyle denilmektedir : 

“……………………………….. özelge talep formunuzda şirketinizin, personeliniz  .................... tarafından dolandırılması olarak ifade edilen olayda, gerçek  mahiyet itibarıyla şirketiniz açısından gerçekleştirilmiş bir satış işleminden  dolayısıyla da ticari kazancın elde edilmesi ve idamesinden kaynaklanan bir  alacaktan söz edilemeyeceğinden şüpheli alacak karşılığı ayrılması ve gider  yazılması mümkün bulunmamaktadır. Ayrıca, personeliniz .................... tarafından sahte kaşe vb. yollarla şirketinizden çekilen mallara ilişkin olarak  daha önce şirketinizce kurum kazancına dahil edilen satış bedeli ile  KDV'nin "Personelden alacaklar" hesabında kaydedilmek suretiyle anılan  şahıstan tahsili yoluna gidilmesi gerekmektedir.” 

Görüldüğü gibi böyle bir olayda ; 

- Hırsızlık yoluyla kaybedilen malların maliyet bedeli normalde KKEG olarak  kaydedilmesi gerekmekle beraber hırsız bilinen bir kişi (personel) olduğu için  istenirse bu mala ait maliyet ve indirim iptaline tabi tutulan KDV’si hırsız  personelin cari hesabına borç yazılmak suretiyle tahsili için çaba  gösterilebilir.  

- Özelgede görüleceği üzere hırsızın cari hesabına yazılan bu alacak için  şüpheli alacak karşılığı ayrılmasına izin verilmemektedir.  

- Düzenletilen faturalar gerçeği yansıtmadığı için söz konusu faturalar için  iade faturası istenmesi veya fatura iptali suretiyle hasılat ve hesaplanan KDV  kayıtları kapatılmalıdır.  

4. NAKLİYE ESNASINDA ÇALINAN VEYA KAYBOLAN MALLAR : 

Malın nakliye esnasında çalınması veya kaybolması oldukça geniş detaylar  içeren bir konudur.  

Bu nedenle, konu hakkında hazırladığımız başka bir yazımızı 6 işaret etmekle  yetiniyoruz.  

5 İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 11.04.2014 tarih ve 62030549 – 125 (6-2012/56)  – 864 sayılı özelgesi. 

6 Yaklaşım Dergisi’nin Aralık 2015 sayısında yayımlanmış olan “NAKLİYE  ESNASINDA ÇALINAN VEYA KAYBOLAN MALLARLA İLGİLİ OLARAK SATICININ,  KARGO FİRMASININ VE ALICININ VERGİSEL DURUMU” başlıklı yazımız.  (www.denet.com.tr/yayınlarımız/makalelerimiz/Mehmet Maç/2015) 

DENET DUYURU Sayı : 2022/089 

 

5. SONUÇ : 

Vergi mükellefiyeti ile ilgili bulunan malların veya paraların çalınması halinde,  bu kaybın vergi tutarlarını etkilememesi istenmektedir. Çünkü Devletin vergisel  açıdan hakkı bulunan bu mal varlıklarının hırsızlık yoluyla elden çıkması, ilgili  mükellefin sorumluluğunda olan bir konudur.  

Mal hırsızlık yoluyla kaybedilmişse bu malın maliyet bedeli ve KDV’si KKEG  olarak dikkate alınmaktadır.  

Hırsız belli ise KKEG yerine hırsızın cari hesabına kayıt yapılarak tahsilat sureci  başlatılabilir. Ancak bu şekilde oluşan alacak için karşılık ayrılamaz ve bu  alacak değersiz alacak olarak kabul edilen gider yazılamaz. 

Mal kaybının sebebi izah edilemiyorsa, bu malın emsal bedeli üzerinden satıldığı  varsayımına göre hesaplanan vergilerin beyanı istenmektedir.  

Hırsızlık yoluyla veya sebebi izah edilemeyen şekilde meydana gelen mal  kayıpları hakkında birçok detay mevcut olup, bu detayların Maliye İdaresi’nce  hazırlanacak bir metin ile duyurulmasında yarar görüyoruz.  

KAYNAKÇA : 

- Yaklaşım Dergisi’nin Haziran 2000 sayısında yayımlanan “HIRSIZLIK OLAYLARI”  başlıklı yazımız. (www.denet.com.tr/makalelerimiz/mehmetmac/2000)  

- Danıştay 4 üncü Dairesinin 03.10.1979 tarih ve E.1979/48, K.1979/2429 sayılı  kararı. (Şükrü KIZILOT, Danıştay Kararları ve özelgeler cilt 1, sahife 459 ) 

- Vergi Usul Kanunu’nun 329 ve 330 uncu maddelerinde amortismana tabi mallar ile  emtiaya ilişkin sigorta tazminatlarının maliyet bedelini aşan kısmının vergiye tabi 

gelir olarak dikkate alınması gerektiği hükmü vardır. Ancak bu hükümlerin hırsızlık  olayları sonucu kaybedilen malları kapsamadığı görüşündeyiz.  

 

- İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 11.04.2014 tarih ve 62030549 – 125 (6- 2012/56) – 864 sayılı özelgesi. 

Mehmet MAÇ Yeminli Mali Müşavir

BİR CEVAP YAZ

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Doldurulması zorunlu alanlar işaretlendi *